Çocukluk Çağı Astımı; tekrarlayan ateşsiz hırıltı ve hışıltı ( özellikle nefes verirken duyulan ıslık sesi); hareketle ve terlemekle artan öksürük, çeşitli uyaranlarla ( egzersiz, viral enfeksiyonlar, grip, soğuk hava, keskin koku, kalabalık ortam, sigara dumanı, mevsimsel hava değişimleri, vb.) ortaya çıkan ateşsiz öksürük ve/veya hırıltı nöbetleriyle karakterize; alevlenme ve rahatlama dönemleriyle seyreden kronik bir hastalıktır. Günümüzde, her 5 çocuktan birine benzer şikayetler nedeniyle astım tanısı konmaktadır. Modernleşmenin ve hava kirliliğinin ( ev içi ve ev dışı ortamında) daha fazla olduğu şehir yaşamı ortamında, kırsal alanlara oranla daha Çocukluk çağı astımı daha fazla görülmektedir.
Adı geçen uyaranlara maruziyet sonucu hastalarda, akciğer yollarında daralma, göğüste sıkışma hissi, öksürük krizi, balgam da artış ve hırıltı/hışıltı görülür. Bazen bu şikayetlerin ağır olmasına bağlı olarak ciddi nefes darlığı, nefes alamama hissi ve sık nefes alma belirtileri de görülebilir. Genelde bu şikayetleri gösteren 5 yaş altı çocuklar; bronşit veya “alerjik bronşit”? Adı altında aileleri endişelendirmeme adına “ASTIM” kelimesinden kaçınarak gereksiz antibiyotik tedavileri ile tedavi adilmeye çalışılır ki bu çok yanlıştır. Yapmış olduğumuz bir araştırma göstermiştir ki (Can appropriate diagnosis and treatment of childhood asthma reduce excessive antibiotic usage? Med Princ Pract. 2014;23(5):443-7 ), Astım tanısı alan çocuk hastaların %50 si, tanı öncesinde yılda en az 4 ve üzeri gereksiz antibiyotik kullanımına maruz kalmışlardır. Bazen tekrarlayıcı havlama şeklinde veya horoz ötmesi şeklinde öksürük ve birlikte ses kısıklığının da eşlik ettiği nefes darlığı şikayetleri de astım lehine değerlendirilmelidir.
Çocukluk çağı Astım hastalığının tanısı, çok detaylı bir hikaye ile konabilir. Tanı için aşırı kan ve labaratuvar tahlilleri gerekmez. Hatalığı tetikleyebilecek alerjen tesbiti için yapılan Alerjik deri testleri, yaş farkı gözetilmeksizin her yaşta yapılabilir. Ancak bu testlerin yapılması ve yorumlanması mutlaka Çocuk Alerji uzmanınca olmalıdır. Yaygın olarak kullanılan “ 4 yaşından önce yapılan Alerji testleri doğru cevap vermez” bilgisi yanlıştır. Diğer bir yanlış bilgi ve yönlendirme konusu da, alerji testlerinde herhangi bir pozitiflik bulunmayınca hasta sahiplerine, “ sizde astım yok” denmesidir. Şikayet ve hikayesiyle Astım tanısı olan bir hastada uygulanan alerji testlerinde negatiflik olması, astım olmadığı anlamına gelmez. Astım hastalığının tanı ve takibinde kullanılan bir diğer tanı metodu solunum fonksiyon testleri ( nefes testleri) dir. Bu nefes ölçüm testleride hastalığın şiddetini gösterme ve ilaçlara alınan cevabın gösterilmesinde faydalıdır. Genelde 5 yaş üstü uyum sağlayan her çocukta yapılabilmektedir. 5 yaş altında ise, astım şüphesi olan hastalar için geliştirilmiş nefes ölçüm cihazları da bulunmaktadır.
Çocukluk çağı astım tedavisi, öncelikli olarak ÇOCUK ALERJİ UZMANI tarafından takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Çünkü Çocukluk çağı astımı, beraberinde egzama, besin alerjisi ve en sık olarak da Alerjik nezle ile beraber olabilmektedir. Bu hastalıklar birlikte ele alınıp tedavi edilmez ise tam bir tedavi başarısı elde etmek mümkün değildir. Dolayısıyla bu alerjik hastalıkların bir bütün halinde, Alerji Uzmanının takip ve tedavisiyle kontrol altına almak daha sağlıklı ve kolaydır. Aksi halde aynı hasta için birlikte olma ihtimali yüksek olan Astım hastalığı için Çocuk Hastalıklarına; egzaması için Cilt hastalıklarına; Alerjik nezlesi için de Kulak Burun Boğaz hastalıkları gibi farklı branşlara dağılmaya gerek yoktur.
Çocukluk çağı astımı tedavisi, günümüz modern tıbbın getirdiği imkanlarla eskiye oranla daha hızlı ve daha etkili olarak tedavi edilebilmektedir. Tedavide kullanılan ilaçlar doğru dozda ve sürede kullanıldığında kalıcı bir yan etki göstermezler. Çocukluk çağı Astım hastalığının kendisi de ömür boyu kalıcı bir gelişme geriliğine veya organ hasarına yol açmaz. Maraton koşan, yüzme, Tenis vb spor dallarında şampiyon olan bir çok Astım’lı hasta vardır.
Çocukluk çağı Astım tedavisi, düzenli koruyucu tedavi gerektirir. Hastaları sadece alevlenme döneminde çeşitli hava verme tedavileriyle rahatladıktan sonra eve göndermek ve sadece atak tedavileriyle geçiştirmek; tanı ve tedavide başarısızlığa ve istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Astım tedavisinden genel beklentileri 4 ana başlık altında özetlemek mümkündür;
1- Hatsanın gece rahat uyumasını sağlamak ( sürekli gece öksürük nedeniyle uyanmak zorunda kalan bir çocuk, Ailenin psikolojisini negatif yönde etkiler)
2- Hastalığın belirtileri nedeniyle ( bronşit denilerek ???) gereksiz antibiyotik kullanınımı önlemek veya en aza indirgemek,
3- Astım alevlenme sıklığını azaltarak ( uygun koruyucu tedavi ile ) gereksiz Hastane Acil servis başvuru sayısını azaltmak,
4- Hastalarımızın tüm akranları gibi egzersiz ve spor faaliyetlerini yapabilmesini
sağlamak
Hasta sahiplerinin “ASTIM” kelimesinden korkmamaları gerekir. Çocukluk çağı astımı, % 70-80 oranında uygun bir tedavi ve takiple ergenlik döneminde kaybolmaktadır. Hatta bazı Astım alt tipleri erken yaşta tanı almaları halinde 6-7 yaşlarında kaybolabilmektedir.
Dikkat: Bu yazı Prof. Dr. Emin ÖZKAYA tarafından hazırlanmış olup kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Dikkat: Burada çocukluk çağı Astımı hakkında okuyuculara yardımcı olacağına inanılarak HAZIRLANMIŞ bazı bilgiler yer almaktadır. Bu bu bilgilerin, hekim olmayanlar tarafından tedavi amacıyla kullanılması zaralı sonuçlara yol açabilir. Lütfen daha ayrıntılı bilgi için hekiminize başvurunuz.
コメント